17.01.2015
Bugünlerde bazılarımız endişeli. Kimi siyasetle daha yakından ilgili, demokratik temsile inanan ve her seçimde AKP'nin daha da zayıflatılacağı beklentisi içerisinde olan demokrat ve devrimci aydınlar, yurttaşlar, HDP'nin parti olarak seçimlere katılma kararının ardından tedirgin. Sadece HDP aidiyeti olmayan aydınlar ve yurttaşlar mı, aksine hatırı sayılı ölçüde HDP'li de tedirgin. Hatta bir çoğu bu karardan dönülebileceği umudunu diri tutuyor. Haksız da değiller aslında, eğer %10 barajı aşılamazsa HDP milletvekilleri parlamentoya giremeyecek, daha da ötesinde AKP bu faşizan baraj sistemi yüzünden hakkı olmayan bir çok milletvekiline sahip olacak. Bu korkutucu ihtimal haklı olarak sağlamcı bir yaklaşıma, yani yetinmeci çizgide ısrara neden oluyor.
Ancak, bu son derece adaletsiz, haksız ve aynı zamanda etik olmayan sistemin artık yok edilmesi, aşılması, delinmesi gerekiyor. Üç büyük(!) parti bu engelin üstüne yatmış durumda. Sistem dahilinde ve parlamento içinde bu anti-demokratik haksızlığın kaldırılması mümkün görünmüyor. Yıllardır bu böyle. Bu anlamda da HDP bu adaletsizliği gidermeye, fiilen yok etmeye ve aşmaya en yakın parti olarak görünüyor. Böylesi bir ihtimalin hayat bulması hiç bu kadar vizöre girmemişti. Gerçekleşmeme ihtimaline özellikle vurgu yapanlar da-çoğunlukla- müesses nizamın, rejimin karşı karşıya kalacağı derin temsil krizinden endişe duyuyorlar.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yakalanılan oy oranı, ondan sonraki gelişmeler ve yapılan anket sonuçları barajı aşmanın imkan dahilinde olduğunu gösteriyor. Dikkat edilirse hiçbir tarafsız gözlemci ve araştırmacı bu ihtimalin gerçekleşmesinin imkansız olduğunu söylemiyor, yazmıyor. Özellikle HDP'ye değil AKP'ye oy veren Kürt seçmende HDP lehine ciddi bir kayma olduğu neredeyse bütün gözlemcilerin ortak görüşü. Bu durumun ortaya çıkışında 'çözüm sürecinin' ilerletilmesinde ayak sürüyen AKP iktidarının rolü kadar, Kobani direnişi etrafında Kürt siyasi hareketinin kazandığı artan prestijinin rolüne de işaret etmek gerekir. Ayrıca CB ve mahalli seçimlerde CHP'nin gösterdiği son derece kötü performans-gerek aday seçimi, gerekse sonuçları itibarıyla- HDP'ye yönelik ilgiyi artırdı. AKP'nin seçmen kitlesindeki kaybı toparlayabilme kapasitesine sahip muhalefet partisinin denenmemiş bir güç olarak HDP olabileceğini düşünmek zor olmasa gerek.
Yaratacağı sinerjinin önemine binaen diğer devrimci, ilerici, sosyalist kurum ve kişiliklerle müttefik olarak seçimlere girme ihtimalinin artmasını da hesaba katmak gerekir. Birleşik Haziran Hareketiyle ya da kimi bileşenleriyle.
Artık bu noktada bağımsız adaylarla seçime girmekte ısrar etmek; yetinmeci, 'sağlamcı' ve statükoya teslim olan bir tutumu ifade ediyor. Bu büyük adaletsizliğin ilelebet devamına bir kez daha payanda olan bir zilleti.
Bu çerçevede artık, 'bağımsız adaylarla mı girmeli, parti olarak mı girmeli' tartışmaları geride kalmıştır. Artık barajı geçmiş ve yetmişe yakın milletvekiliyle-uzmanların görüşleri- parlamentoya girmiş HDP'nin yaratacağı önemli demokratik gelişmelerin tasavvuruna sarılmak gerekir. Böylesi bir sonuç ülkenin demokratik süreçlerinde son derece önemli bir köşe taşı olacaktır.
Çeşitli sivil toplum kuruluşlarıyla, aydınlarla, muhalif kesimlerin kurumlarıyla ve halkla gerçekleştirilecek görüşmelerle tespit edilecek, temsili yönü güçlü ve birleştirici milletvekili adaylarından oluşacak listenin, yoğun çalışmayla geçirilecek bir seçim faaliyetinin ardından zafere ulaşmamasının bir nedeni yok.
Yeter ki CHP seçmeninde, CHP'nin kazanma ihtimali olan 5-10 milletvekilinin mi, yoksa AKP'nin elinden alınmış 30-40 artı milletvekiliyle barajı aşmış HDP'nin mi, AKP diktatoryasının önünü kesecek bir umut kaynağı olabileceği sorusunu uyandırabilelim. İnanın AKP istibdatının en etkili panzehiri budur. Bütün mesele de budur. Barış sürecinin sağlıklı bir şekilde devamının da ancak bu ihtimalin gerçekleşmesi halinde mümkün olabileceğini, onlara anlatmayı becerebilelim. AKP, CHP'nin 3-5 puan arttırmasından çok, HDP'nin barajı aşmasından korkuyor. Yeni bir Sarıgül ve E. İhsanoğlu karabasanı yaşamamak için HDP.
HDP'siz bir parlamentoyla rejim krizinin yaratacağı sonuçlar da varsın iktidar sahiplerinin, müesses nizam savunucularının korkusu olsun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder