25 Ekim 2014 Cumartesi

63 kişiden birine...


63 kişiden birine...POLİTİKA
0,0
    
25.10.2014 13:13:32

“Aklımı fikrimden ayırma Yarabbi…”
Annem
Oral Çalışlar yazmış, Radikalde… ’63 Akılsızdan Biri de Benim’ diye… Yazı bazı sorular çağrıştırdı…
1. Bir yandan ‘makul şüpheli’ polis devleti kurumlaştırılmaya çalışılırken barış nasıl mümkün olacaktır? Demokrasisiz bir barış mümkün mü, endişesi yersiz midir?
2. Hükümet oyalıyor, top çeviriyor demek neden "Kürtler'e silaha sarılın" çağrısı oluyor?
3. Ağız birliği etmişçesine her ağızdan tekrarlanan 'terör örgütü' söylemiyle nasıl barış yapmayı düşünüyorlar?
4. Yolsuzlukları külliyen örtbas çabaları pervasızca sürdürülürken, bu yol 'barışla' buluşabilir mi?
5. Bir yanda dolaylı dolaysız Işid desteği, "PYD terörist, hatta HDP terörist, provokatör" diğer yanda barış, olacak şey mi?
6. 'Kürtler AKP'ye mecbur' zihniyeti, sesini çıkarma otur, ne verilirse razı ol, tutumu değil midir? Kürtler ‘Yüzyıl sonra muhatap kabul edilmeleri, liderlerine ilgi gösterilmesi’ lütfuyla yetinmek zorunda mıdırlar? Barış dediğin, ‘abi sağol yaa, bizi muhatap aldın, liderimize ilgi gösterdin, Allah senden razı olsun’la mı sağlanacaktır?
7. Kürtlerin tek alternatifinin 'silah' olduğunu nereden çıkarıyorsun? Direnmek sadece silahla mı olur?
8. Hükümete karşı hiç mi sözün yok? Yazılarının altına ‘Cumartesi annelerine’ diye not düşerken, ‘bu da yanlış ama,…’ diye cümleler kurarken ancak ‘sureti haktan görünmeye çalışmış oluyorsun. Bu tutum olsa olsa ‘birazcık nalına, daha çok da mıhına’ tutumu olmuyor mu?
9. Kürtler’in varlığına bile zor tahammül eden Bahçeli’nin ve kafası fena halde karışık CHP’nin tutumuyla; süreçteki, hükümetin seçimlere yönelik olduğu tartışma götürmez ‘kıvırtma’, diz çöktürme yöntemlerini eleştirenleri aynı kefeye koymak ‘el çabukluğu marifet’ tutumu değil midir?
10. Bölgede hiçbir dostu kalmamış bir dış politikanın nasıl bir barış politikası izleyebileceği endişesi taşımak suç mudur?  
11. ‘Akillik’ Kamu İktisadi Teşekkülü müdür?’ Kamu Güvenliği Müsteşarlığına mı’ bağlıdır. ‘Akil’ dediğin, öncelikli olarak mağdurun yanında olmak zorunda değil midir?
12. CB’nından Hükümet çevrelerine kadar hakim olan nadan, nobran ve öfke kusan üslup hiç mi rahatsız edici değil? Bir gün söylediğinin ertesi gün tam tersini söyleyen, birini söylediğini öbürünün tekzip ettiği bir hükümetin samimiyetinden kuşkulanmak suç mudur?
Ne diyeyim?  Allah seni bildiği gibi yapsın…
Cengizhan Güngör

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

‘SOL’ ASLINDA ÖLÜ MÜ?

  “….Ümit ve sevk kırıcı olan şey ise, solun böyle bir ortamda bu denli güçsüz, biçare ve zavallı halde oluşudur. “…Solun /solcuların konuş...