Benim sözüm şefe değil öbürüne...
11.04.2013
“Peki diğerinin hiç mi suçu yok? Hak, adalet, vicdan nerede kaldı?”
Konfüçyüs
Şef konuşmanın sonuna geldiklerini hatırlatır gibi ayağa kalktı ve bakışlarını Hans’ın gözlerine odakladı.
-Bak Hans, timini topla en sıkı adamlarını seç yarın Reichstag’ı yakacaksın. Bu yangını komünistlerin üzerine yıkacağız. Merak etme her şey hazırlandı. Medya komünistleri hedef gösterecek. Ve büyük tutuklamalar başlayacak. Senin için endişe edilecek bir şey yok.
…
Şef artık ayaktaydı ve son talimatlarını vermeye hazırlanır gibiydi.
-Bak oğlum Selim. Yarın Atatürk’ün Selanik’teki evini bombalayacaksın. Bu iş hayal bile edemediğin sonuçlar doğuracak. Bir kampanyayla Yunan ve Ermeni tohumu bir avuç devlet düşmanının ipini çekeceğiz. Sen ise vatana hizmet yolunda devlet bürokrasisi içinde hızla yükseleceksin.
….
Şef elindeki fotoğrafları masanın üzerine fırlattıktan sonra doğruldu ve teknisyene seslendi.
-Bak Pavel bu kepazeliğe artık bir son ver. Bu sosyalist anavatanın düşmanı revizyonist döneklerin bu fotoğraflarda işi ne? Hangi akıl ve mantıkla hala o dönekler yüce önderimizin yanında görünebilirler. Onları fotoğraflardan yok et. Fotoğraflardan ve tarihten sil.
…
Şef önündeki adamlara baktı, yutkundu ve boğuk bir sesle konuşmaya başladı.
-Bana bakın dış düşmanlara, vatan hainlerine karşı nihayet yüce Türk ordusu idareye el koydu. Artık vatan hainlerine karşı mücadelemizin yeni bir safhası başlıyor. Biliyorsunuz devlet ve rejim düşmanları her yere sızmışlar. Onlara acımayacaksınız. Size işkenceci diyecekler, size faşist diyecekler. Bu alçakları hukuk yoluyla saf dışı bırakmamız mümkün değil. Rutin dışı sorgulamalar olmadan bu çeteleri haklayamayız. Hadi görev başınıza yüce devletimiz arkanızdadır.
…
Şef yayın kurulunu toplamış yarınki manşet hakkında bilgi vermeye hazırlanıyordu.
-Elimizde bomba gibi bir haber var. Bütün ülkede yer yerinden oynayacak. Birçok ünlü gazetecinin terör örgütünden maddi menfaat sağladıklarına dair bir itirafname.
-Ama şefim bu çok spekülatif bir haber, bunca yılın deneyimine sahibiz. Hemen üzerine atlamasak mı, acaba?
-Sen ne diyorsun kardeşim. Bu haberi atlayan adam, değil yayıncı, cami tuvaletinde ibrikçibaşı olamaz. Manyak mısın sen. Yarın sürmanşetten giriyoruz.
…
Şef parmağını diğerlerine doğru uzatarak konuşuyordu.
-Biliyorsunuz karakolumuzdaki kimi kamera görüntüleri basında ve TV’lerde çarşaf çarşaf. Bir kadını eşşek sudan gelinceye kadar dövüyorsunuz. Arkadaşlarınız gözaltında. Hemen gidip sizler de savcılığa başvuracaksınız. Ve o kadından davacı olacaksınız.
-Amirim iyi de ne diyeceğiz?
-Ben mi öğretecem size… Bize ağza alınmayacak hakaretler etti. Bizi darp etti. Üstümüze çay tabağı fırlattı, düğmemizi koparttı..vs. Ne derseniz deyin. Siz de davacı olun. Biz bir aileyiz ve ekibiz unutmayın.
…
Şef ambalaj bölümünde yeni işe girmiş, başarılı genci odasına çağırttı.
-Seni iki aydır izliyorum. Sıkı çalışıyorsun. Senin çalışmanı beğendim. Hüsnüniyetle çalışıyorsun. Yarın sizin bölümün amirini işten çıkaracağım. Çook uzun yıllardır yanımızda çalışıyor, ama son günlerde hakkında iyi olmayan şeylerde duyuyorum. Sendika ayakları, filan… Onun yerine seni getireceğim haberin olsun. Maaşın da tabii ki amir maaşı olacak.
-Ama şefim 25 yıldır yanınızda, üç çocuğu v…
-Sana ne oğlum? Sen işine bak. Seni ne ilgilendirir? Şimdi git işinin başına. Kimseye bir şey söyleme. Ben durumu açıklayacağım.
…
Şef gözü açık, becerikli sayfa sekreterini yanına çağırdı.
-Bak Mehmet. Bu vatan millet düşmanı bölücü siyasetçiler teröristlerle kol kola resim çektirmişler. Gazetelere de küstahça dağıtmışlar. Şimdi sen bize bir güzellik yapacaksın, sen bu işlerden anlarsın. Bu herifler gördüğün gibi fotoğraflarda sivil, sen bunlara fotoşopla filan teröristlerin üniformalarından giydirsene. Valla çok kıyak olur.
-İyi de şefim, adamlar fotoğraf çektirmekte bir beis görmüyorlar, üstelik servis ediyorlar…
-Kes, bana bak Mehmet senin milliyetçi reflekslerinde de bir zayıflama mı var son günlerde? Oğlum bunlar vatan haini, vatan… Hadi koş hemen dediğimi yap…
Şefi anladık da, peki diğerleri?
Konfüçyüs girişteki sözleri söylemiş midir, bilmiyorum. Ama ben söylüyorum, peki vicdan, peki ahlak anlayışı, peki adalet duygusu, peki hakkaniyet? Peki öbürü?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder