19 Ekim 2014 Pazar

Pantolonumla başım belada… Bangladeş bu kadar yakın mıydı?

Pantolonumla başım belada… Bangladeş bu kadar yakın mıydı?

Pantolonumla başım belada… Bangladeş bu kadar yakın mıydı? 
07.09.2013 19:27:16


Bu sabah giyinirken dikkatimi çekti, pantolonumun iç kısmındaki etiket. “Made in Bangladesh”. Birden kafama bir tokmak yemiş gibi oldum. Evet, evet hatırlıyorum. Çok değil, kısa bir zaman önceydi. Bengaldeş’te 8 katlı bir iş hanı 3000 işçinin üzerine çökmüş, çıkan yangında 1127 kişi yanarak ya da yıkıntıların altında kalarak can vermişti. Ve biliyor musunuz, bu işçiler ayda 38 dolara, aralarında tanınmış Türk markalarının da bulunduğu kimi uluslararası şirketler için üretim yapıyordu, 24 saat boyunca ve dayanılmaz çalışma koşullarında.  Bu haberi okuduğumda ve TV’lerden izlediğimde ‘uluslararası kapitalist vahşi sömürü sisteminin doymak bilmek bir iştiha ile kar yapmak hırsından kaynaklanan bir insanlık dramı’ deyip, kişisel öfkemi bileyerek hafızamın derinliklerine itip rasyonalize etmiştim. Hani serde sosyalistlik de vardı? Tahlili çekmiş, rasyonalize etmiş ve gündelik hayatıma dönmüştüm.
Aylar sonra pantolonunuzun kemerinin iç kısmındaki küçük bir bez parçasının başınıza açtığına bakın! Demek Bengaldeş bu kadar yakınmış ve bir süredir ben, yanarak ya da ezilerek ölen işçilerin el emeği bir ürünle sokaklarda boy gösteriyormuşum.
Ben şimdi ne yapmalıydım?
Sevimli bir naiflikle başka bir pantolon giydim. Ve internetin başına oturdum. Tabii ki, bilmiyor değildim; uluslararası şirketlerin son derece ucuz işgücü nedeniyle fabrikalarını Tayland, Bengaldeş, Pakistan ve hatta Çin gibi ülkelere taşıdıklarını. Tabii ki biliyordum, bu ülke emekçilerinin son derece berbat koşullarda, 30-40 dolar aylık ücretle çalıştığını, tezgah başından ayrılarak yukarı kattaki yatakhaneye çıkıp biraz sonra tezgahın başına geçecek işçi arkadaşının kalktığı yatakta dinlenmeye(!) çekildiğini. İnternette dolaşırken bakın önüme ne çıktı:
Basın Açıklaması
Türkiyeli tekstil firmalarını Bangladeş’te Yangın ve Bina Güvenliği Anlaşmasına imza atmaya çağırıyoruz
Bangladeş işçilerin düşük ücretlerle, sendikasız, her türlü güvenceden yoksun ve işçi sağlığı iş güvenliği önlemlerinden uzak bir biçimde çalıştırıldıkları bir ülke. Daha düşük maliyetlerle üretim yapmak isteyen ve aralarında LC Waikiki, Defacto, Seven Hill, Rodi Jeans, Batik, Colin’s ve Collezione’nun da bulunduğu Türkiyeli tekstil şirketlerinin bir kısmı da üretim için bu ülkeyi seçmiş bulunuyor.
Bangladeş’te insanlık dışı koşullar altında çalışan işçiler birbiri ardına yaşanan yangınlar ile yaşamlarını yitiriyorlar. Daha çok kazanma arzusunun, sınırsız kâr hırsının bedelini işçiler hayatlarıyla ödüyorlar. En son 24 Nisan 2013 günü Bangladeş’te yaşanan yangın sonucunda 1127 işçi yaşamını yitirdi. İşçilerin toplu biçimde yaşamını yitirmesi üzerine Küresel Sanayi İşçileri Federasyonu (IndustriALL) ile 250 civarında işçi hakları savunucusu örgüt ve sendika bir kampanya başlatarak işçilerin güvenli ortamda çalışmalarını sağlayacak bir anlaşmaya şirketleri imza atmaya çağırdı. Pek çok uluslararası marka ve şirket Bangladeş’te Yangın ve Bina Güvenliği Anlaşmasına imza attı….”
Kristal İş yayınlamış. Bilmiyorum hangi firmalar imzaladı, hangileri imzalamadı. Umurumda da değil, doğrusu. Sanki bitmek tükenmek bilmeyen kar hırslarının belirlediği tabiatları mı değişecek? Başlarının gözlerinin sadakasını verip yeni ve daha büyük bir vahşet ortaya çıkıncaya kadar icrayı sanat eylemeye devam edecekler. Nitekim birkaç ay önce yine Bengladeş’te başka bir fabrika yangının da 124 kişi ölmüşmüş. Demek ki ölü sayısının düşüklüğü vahşetin basına yansımasını engellemiş ya da ben görmemişim.
Sosyalizm filan tamam da, naçizane ben şimdi ne yapacağım? Sakallı Marks amcamın ‘yabancılaşma’ dediği de böyle bir şey miydi? Yoksa ‘lan oğlum, yabancılaşmayıp da ne yapacan’ mı?
Yüreğim daralıyor…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

‘SOL’ ASLINDA ÖLÜ MÜ?

  “….Ümit ve sevk kırıcı olan şey ise, solun böyle bir ortamda bu denli güçsüz, biçare ve zavallı halde oluşudur. “…Solun /solcuların konuş...