19 Ekim 2014 Pazar

‘Batı Erdoğan'ı neden düşmanlaştırıyor?' biliyor musunuz?

‘Batı Erdoğan'ı neden düşmanlaştırıyor?' biliyor musunuz?

‘Batı Erdoğan'ı neden düşmanlaştırıyor?' biliyor musunuz?
17.08.2014 22:53:47


Oral Çalışlar iki gündür Radikal.com’da  "Batı Erdoğan’ı Neden Düşmanlaştırıyor" konulu yazılar yazıyor. İlkinde konuya dair fikirler serdediyor, ikincisinde de gelen yorum ve eleştirilere cevap veriyor. 
O. Çalışlar birçok kez yaptığı gibi ve birçok hükümet yanlısı kalem erbabının da başvurduğu bir yöntemle son derece 'muğlâk' ve 'genel' bir kavram olarak 'Batı' söylemine sarılıyor. Sonra da fikir dünyasının itibar etmediği ve marjinal kimi örneklerden hareket ederek düşüncesini kanıtlamaya çalışıyor.
Bu yöntemle siz neoconlardan mı, ABD hükümetinden mi, muhalefetinden mi,  İngiltere’den mi, FT’den mi, Washington Post’dan, WSJ’dan mı, Almanya’dan mı, Spiegel’den mi, Bild’den mi, AB’den mi, AB Parlamentosu içindeki sosyalistler ya da demokratlardan mı, Uluslararası Af Örgütü’nden mi, PEN’den mi sorularını dile getiremeden vasata hitap eden, negatif ‘batı’ kavramının tutsağı haline getiriliyorsunuz.
Hemen aynı anda başka bir vasata hitap eden ‘Batı ne zaman demokrasi yanlısı oldu ki, şimdi olsun’ klişe söyleminden yola çıkarak ve aslında kimsenin de pek fazla itibar etmediği bu çıkış noktasını temel alarak potansiyel karşı duruşları paralize etmeye çalışıyor.
Özetle, Erdoğan hiçbir demokratik kaygı taşımadığı açık olan ‘Batı’ tarafından düşmanlaştırılıyor, çünkü Erdoğan demokrasi ideallerine bağlı-askeri vesayete son verdi-, anti-batıcı-siz bunu anti-emperyalist olarak da okuyabilirsiniz- bir lider olarak orta yere konuveriyor. Hani artık bazı hükümetperver gazetecilerin inatla çizmeye çalıştığı ‘batı karşısında bile dik duran dünya lideri’ kaba tasvirinin inceltilmişi.
Siz artık son derece ‘basit’ ama bir o kadar da etkili bu sarmalın içinde debelenip durun.
Siz istediğiniz kadar "yahu kardeşim, hangi hükümet -ABD, İngiltere, Almanya..vb- kendi emperyal çıkarlarının gerektirmediği bir demokrat(!) duruş sergileyebilir?" "Onların karşı pozisyonları onların stratejik ve taktik emperyal hedeflerinden kesinlikle bağımsız olabilir mi?" "Karşı duruşlarının -varsa- içindeki demokrasi söylemi ya göz boyamadır ya da söz konusu ülkenin aydınlarına yönelik göz kırpmadır" deyin durun. Siz baştan "batıya demokrasi atfeden" çukurun içine düşmüşsünüzdür. Ve hemen arkasından başınızdan aşağı bu melun ‘batının’ ne kadar halkların, demokrasinin düşmanı olduğuna ilişkin örnekler boca edilir.
Batının önde gelen hükümetlerinin son derece dikkatli ve ipleri koparmamaya özel bir dikkat gösteren çıkışlarının altında yatan demokrasi endişesi değil, bir kifayetsiz muhterisin yeni bir bölgesel hegemonya talep eden maceracı çıkışlarından duydukları kaygıdır. Zaptürapt altına almakta zorlandıkları hırsı boyundan büyük bir yeni hegemonyacıdan duydukları kaygıdır. Onların kaygısı tabii ki bizleri ilgilendirmez. Kendileri doğumuna ebelik yaptılar, kendileri desteklediler. Şimdi ayıklasınlar pirincin taşını.
Fakat ilginç olan işin bu tarafı değil. Şu genel ‘Batı’ Erdoğan’ı düşmanlaştırırken hiçbir demokratik endişe taşımıyor, tamam da; Erdoğan Sisi darbesine karşı çıkarken, Suriye’de muhalefeti desteklerken askeri vesayeti kaldırırken(!) pek bir demokrat kaygılar taşıyor, buna şüphe yok! İnsan yine de şaşırmadan edemiyor. Anlaşılan o ki, Oral Çalışlar’ın Erdoğan’ı ile bizimki farklı, öyle ya. Sanki ‘sıfır sorun’ politikasıyla yola çıkıp memleketi bölgesel bir kan deryasının neredeyse  içine yuvarlayan Erdoğan’ın politikaları değil.  Sanki güney ilçelerimizde patlayan bombalar, ülkenin Işid eylemlerine ve toplantılarına sahne olur hale gelmesi benim politikalarım sonucu.
Şimdi Gezi Direnişi’ne karşı tutumundan başlayıp -hani şu 'emri ben verdim', ‘polisim destan yazdı’..vs. den başlayıp- yüzlerce ‘ileri demokrasi’ örneği vermek mümkün, Erdoğan’ın baş aktörü olduğu, ancak buna ne gerek var? Söyleyin bakalım 'askeri vesayet, hadi diyelim kalktı da şimdi neyin vesayetini yaşıyoruz?' Ya da deyin ki, bir cumhurbaşkanı ‘bir kere ölürsün yahu, her gün ölmekten iyidir’ derse ne anlama gelir?  Bunları saymaya başladığınız zaman ‘ama onları ben de eleştiriyorum’la karşılaşacaksınız. Baksanıza Amberin Zaman’a yönelik son derece seviyesiz üslubu da eleştirmiş. Eleştirmeseydiniz bari. Ayrıca, efendim, ‘twitter yasağına da karşı çıkmış’, çıkmasaydınız bari. O eleştirileri ve hatta daha fazlasını Nagehan Alçı da yapıyor. Önemli olan nerede durduğun, değil midir?
Bizler hangi batının, hangi saiklerle neler yapabileceğini çok iyi biliyoruz, burası açık. Ama bunun yanında Erdoğan politikalarının ülkeyi nasıl bir bataklığa sürüklediğini, havanın oksijenini emen baskı ve yasaklarla neleri hedeflediğini de çok iyi biliyoruz. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

‘SOL’ ASLINDA ÖLÜ MÜ?

  “….Ümit ve sevk kırıcı olan şey ise, solun böyle bir ortamda bu denli güçsüz, biçare ve zavallı halde oluşudur. “…Solun /solcuların konuş...