Allah bereket versin; buna da şükür demokrasisi…
01.10.2013 17:51:28
‘Demokrasi’ paketine yönelik kimi kesimlerden yükselen tepkileri gördükçe AKP’ye fazlasıyla haksızlık ettiğimizi düşünmeye başladım. Bu ölçüde önüne konulanla yetinmeye dünden razı anlı şanlı demokrat aydın enflasyonu karşısında AKP ve onun liderinin günahı nedir, Allahaşkına?
Kimi harfler üzerindeki yasak-yanlış okumadınız- kalkıyor, bizimkilerde bir bayram, bir bayram, değme keyiflerine…
Zaten fiili olarak, bir hak mücadelesiyle hükümsüz hale gelmiş yer isimlerinin binlerce yıllık orijinallerinin kullanılmasının yolu açılıyor, neşelerinden göklere sıçrıyorlar.
Analarının ak sütü gibi helal ‘anadilde eğitim hakkı’ sadece parası olana sağlanacağı vaat ediliyor, davul zurna çalınıyor.
Gaspettikleri Mor Gabriel Manastırının topraklarının iade edileceği söyleniyor, düğün bayram.
Benzeri ancak faşist rejimlerde olan ‘and’ nihayet kaldırılıyor, trampetler çalmaya başlıyor.
Bir örneği daha olmayan baraj sistemi için çok bilinmeyenli bir denklem önünüze koyuyorlar, yani ‘yaz duvara al bahara diyorlar, kendinizden geçiyorsunuz.
Yani çaldıkları eşeğimizin heybesini iade ediyorlar, alkışlar, alkışlar…
Bu ölçüde kanaatkar(!) aydın, kalem ve siyaset erbabı karşısında nutkunuz tutulmuyor mu? Bunlara bu bile fazla dediğiniz olmuyor mu?
Ama aleviler mi, dediniz; ama anti demokratik yasalar mı, dediniz; ama işçi sınıfının ve çeşitli toplum kesimlerinin önündeki sendikalaşmayı, örgütlenmeyi engelleyen yasalar mı, dediniz; ama taşeron işçi faciası mı, dediniz; ama azınlık hakları mı, dediniz; cinsel tercihleri dolayısıyla öldürülmek dahil her türlü baskıya uğrayanlar mı, dediniz; ama gemi azıya alan polis şiddeti ve gösterilerde öldürülen gençler mi, dediniz; ama YÖK, ama Diyanet mi, dediniz; ama gençlerin üzerindeki baskı ve zulüm mü, dediniz; ama siyasetin tutsağı olmuş yargı mı, dediniz; siz maksimalistsiniz-en hafif deyimiyle-.
Bunun bir süreç meselesi olduğunu görmüyorsunuz; ne gibi meselelerin artık tartışılabilir(!) olduğunu idrak edemiyorsunuz. Gelinen aşamanın(!) hakkını vermiyor, sürekli mızıldıyorsunuz. Oysa siz önünüze konulanla yetinmek, muhtemel lütufların heyecanıyla kendinizden geçmekle yetinmelisiniz.
Bir süredir paralel evrene intikal etmiş Muhsin Kızılkaya TGRT ekranlarından çıtayı daha da yükseltiyor. ‘Eğer bütün bu dediklerinizi bunlar yapacaksa size ne gerek var’ kardeşim, diyor. ‘Bunların yapabildikleri bu kadar, gerisini de siz iktidara gelince yaparsınız’ diyor.
Tüyleriniz mi ürperdi? Ne yapayım ki gerçek.
Hal böyle olunca pek muhterem başbakanımızın ve onun beyin takımının kabahati ne kardeşim? Yay yayabildiğin kadar, ver verebildiğin kadar, oyala oyalayabildiğin kadar; kaşıkla ver kepçeyle geri al, gözünü boya, sihir yap, büyü yap.
‘EN’ ileri demokrasi bu plastik aydınlarımıza hayırlı uğurlu olsun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder